TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçe sunumunu
yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ulaştırmaya
yapılan yatırımların ülkenin kalkınmasına lokomotif katkı sağladığını söyledi.
"Ulaştırmada son 13 yılda yapılan çalışmalarla insanın
yaşamına dokunduk. Yolları böldük, hayatları, milleti birleştirdik" diyen
Binali Yıldırım, araç sayısının 2003'te 9 milyon iken 20 milyonu bulduğunu
belirtti. Yıldırım, ülkenin her tarafında hareketliliğin büyük oranda arttığını
ve 2003'e göre trafiğin iki katın üzerine çıktığını anlattı.
Bakanlığının bütçe büyüklükleriyle ilgili bilgi veren
Yıldırım, kadrolu, sözleşmeli ve işçi statüsünde 94 bin 436; hizmet alımıyla 35
bin 213; şantiyelerde müteahhitler tarafından istihdam edilen 96 bin 15 olmak
üzere 225 bin 664 kişiye istihdam sağlandığını ifade etti.
Yıldırım, Ulaştırma ve haberleşmede 2003-2015 yılları
arasında gerçekleşen yatırım miktarının 253,3 milyar TL olduğunu bildirdi.
Yıldırım, kamu özel işbirliği ile de 60.9 milyarlık yatırım olduğunu, bunun
37,8 milyarlık kısmının devam ettiğini, geri kalanın tamamlandığını dile
getirdi.
Yıldırım, kamu özel işbirliğiyle dünyanın en gelişmiş ve
modern araç muayene sistemlerinden birinin hizmete sunulduğunu, burada 3 bin
508 kişiye istihdam sağlandığını, 63 milyonun üzerinde araç muayenesinin gerçekleştirildiğine
dikkati çekti.
77 yol kenarı denetim istasyonunda geçen yıl yaklaşık 34,5 milyon araç
denetiminin gerçekleştirildiğini beliren Yıldırım, devam eden büyük
projelerin tamamlanması; otoyolların kamu özel ortaklığı yöntemiyle yapımına
hız verilmesi; kuzey-güney koridorlarının büyük oranda tamamlanması; yol
güvenliği ve konforu için asfalt betonun yaygınlaştırılması; karayolu
denetimlerinin artırılması; ölümlü kazaların azaltılması çalışmalarına devam
edeceklerini vurguladı.
2003 yılında 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol ağının
2015 yılında 24 bin 280 kilometreye çıktığına işaret eden Yıldırım, bölünmüş
yollarda 2003-2014 yılları arasında 100 milyon taşıt çarpı kilometre başına
düşen can kaybının yüzde 62 azaldığını, hedefin bunu 2023 yılında yüzde birin
altına düşürmek olduğunu ifade etti.
Yıldırım, bölünmüş yollarda 3,25 milyon ton daha az
karbonmonoksit salınımı, 272 milyon saat işgücü tasarrufu, 1 milyon 650 bin
litre yakıt tasarrufu sağlandığını anlattı.
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu yıl tamamlanacak"
Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de yer aldığı 95
kilometre ana gövde ve diğer kollarıyla 215 kilometreyi bulan yolun bu yıl
içinde tamamlanacağını ifade ederek, İzmir-İstanbul Otoyolu'nun İstanbul'dan
başlayıp İzmir'e kadar devam eden 433 kilometrelik bölümünde çalışmaların devam
ettiğini, Altınova-Gemlik arasında biten 40 kilometrelik bölümün önümüzdeki
günlerde hizmete alınacağını söyledi.
İhale asamasındaki YİD modeliyle yapılacak yollar hakkında
da bilgi veren Yıldırım, Kuzey Marmara Otoyolu'nun Paşaköy'den Sakarya
Akyazı'ya bağlantısı olan yaklaşık 187 kilometrelik bölüm ile Avrupa yakasında
Odayeri'nden Kınalı'ya bağlantısı olan 149 kilometrelik kesimi olmak üzere
toplam 336 kilometrelik bölümün bu yıl ihale edilip, başlanacağını anlattı.
Yıldırım, otoyol projeleri hakkında bilgi vererek, dünyanın
dördüncü büyük köprüsü olan İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsünün mayıs ayında
biteceğini ifade etti.
İstanbul-Çanakkale-İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprü geçişine
de değinen Yıldırım, "Çanakkale 1915 Köprüsü, 2 bin 23 metre orta
açıklıkla dünyanın orta açıklığı en uzun köprüsü ünvanına sahip. Bunun da
çalışmalarını yapıyoruz, yetişirse bu sene, değilse 2017'de çalışmalarına
başlayacağız" diye konuştu.
Avrasya Tüneli'nin YİD modeliyle yapıldığını anımsatan
Yıldırım, bu yıl sonuna kadar açılacağını, Asya'dan Avrupa'ya kara yoluyla en
kısa geçiş sağlayan tünel olduğunu, 108 metreyle dünyanın en derin tüneli
ünvanına sahip olduğunu bildirdi.
Bakan Yıldırım, 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli'nin etüt-proje
çalışmalarının sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Bu tünel, Boğaziçi Köprüsü aksının raylı sistem, Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü aksının karayolu ihtiyacını görecek. Buradaki farklılık,
Marmaray'da sadece trenler geçiyor, Avrasya Tüneli'nde sadece araçlar geçiyor.
Bunda hepsi bir arada üç katlı bir tünel. 17,6 metre çapında, dünyada bugüne
kadar bu çapta yapılmış ilk geçiş olacak. Boğazdan ikinci geçiş olacak."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
"Kanal İstanbul'un güzergahıyla ilgili detaylı çalışmalar henüz
tamamlanmadı. Dolayısıyla sanki yer sabitlenmiş gibi mağduriyet olmasın diye
böyle bir açıklama ihtiyacı doğdu" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ve bağlı
kuruluşların 2016 bütçelerinin sunumunu yapan Yıldırım, son 13 yılda demiryolu
ve karayolları için yapılan tünellerin uzunluğunun 520 kilometreyi bulduğunu
bildirdi.
Bilişim ve iletişim teknolojisinin gelişmesiyle ulaşımda da
akıllı sistemlerin yaygın kullanılmaya başlandığını dile getiren Yıldırım,
nesnelerin birbiriyle haberleşmesi de denilecek bir teknolojiyle akıllı ulaşım
sistemlerinin entegrasyonu ve uygulamasıyla ilgili projenin 2-2,5 yıl içinde
tamamlanacağını belirtti.
"YHT hatlarında 25 milyon kişi taşındı"
Türkiye için çok önemli bir sektör olan demiryolunda gelişim
sürecinin, 2000'li yıllara kadar tamamlanamadığını ifade eden Yıldırım,
"Hatta geri gitmiş. Mevcut hatlar da bakılamamış. Demiryolları Türkiye'nin
yükünü taşıması gerekirken, Türkiye, demiryollarını taşır hale gelmiş"
diye konuştu.
Yıldırım, uygun olan yerlerde hızlı tren hatlarına devam
etmek ve mevcut hatları yenilemek istediklerini ifade ederek, elektrikli ve
sinyalli olmayan hatları, elektrikli ve sinyalli hale getireceklerini söyledi.
2003'te başlayan demiryolu hamlesiyle yerli ve milli
demiryolu sanayinin kurulması için önemli adımlar attıklarına dikkati çeken
Yıldırım, "Ray, bağlantı elemanları başta olmak üzere yük ve yolcu tren
setleri, vagon yapımında gittikçe yerli katkının arttığı, hatta millileştirme
yapıldığı önemli işlerden biri oldu" diye konuştu.
Hızlı tren yolcu setleri ve yük vagonları konusunda milli
denilebilecek ürünlerin prototip çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan
Yıldırım, 10 yılda demiryollarındaki gelişmenin kendi ekosistemini de
geliştirdiğini ve bin 500 civarında kümelenmenin olduğunu ifade etti.
Yıldırım, 2004'ten bugüne kadar bin 805 kilometre demiryolu
ağının tamamlandığını, 3 bin 57 kilometre demiryolu ağının ise yapımının devam
ettiğini bildirdi.
YHT'lerdeki amaçlarının büyükşehirleri birbirine bağlamak
olduğunu vurgulayan Yıldırım, YHT hatlarında 25 milyon kişinin taşındığını
söyledi. Ankara ile Eskişehir ve Konya arasındaki YHT hatları açıldıktan sonra
ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısının Ankara-Konya karayolunda yüzde 22,
Ankara-Eskişehir karayolunda ise yüzde 15 azaldığını dile getirdi.
"Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu hattı bu yıl açılacak"
Bakan Yıldırım, Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu Projesi'nin
Azarbeycan, Gürcistan ve Türkiye'nin başlattığı bir proje olduğunu anımsattı.
Yıldırım, "Bizim doğuya demiryolu bağlantımız, Ermenistan kapısı kapalı
olduğu için yapılamıyordu. Buna alternatif olarak bu hattın geliştirilmesi
kararını verdik. Bu yıl içinde de bu hattı açmış olacağız" ifadesini
kullandı.
YHT'lerde uygun olan hatlarda hızı 250'den 300 kilometreye
çıkardıklarını, ilk denemeyi Konya hattında başlattıklarını aktaran Yıldırım,
bu amaca yönelik 7 yüksek hızlı tren setinden birinin hizmete alındığını, birinin
geldiğini, diğerlerinin de bu yıl içinde tamamlanacağını söyledi.
Asıl projelerinin yapılacak hatlar dikkate alınarak, 106 YHT
setinin en az yüzde 53 yerlilik oranıyla Türkiye'de üretilmesi projesi olduğunu
dile getiren Yıldırım, hazırlıkların devam ettiğini, bu projeyle ilgili
setlerin 2018 itibarıyla filoya katılmasının öngörüldüğünü belirtti.
"Marmaray'ı 118 milyon insan kullandı"
Marmaray'ı bugüne kadar 118 milyon insanın kullandığına
işaret eden Yıldırım, "Bu, İstanbul'un nüfusunun 7 katından fazla. İlk
defa geçtiğimiz yıl, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçen araç sayısı yüzde
12 azaldı. Bu da Marmaray'ın toplu ulaşıma ne kadar katkı sağladığının somut
göstergesi" dedi.
Yıldırım, Marmaray Projesi'nin devamı olan Gebze-Halkalı
Banliyö Hatlarındaki yapım çalışmalarında, hattı yapan firmanın mali
sıkıntıları nedeniyle aksama yaşandığını vurgulayarak, sorunun çözüldüğünü, 2
yıl içinde bu hatların hizmete gireceğini ifade etti.
Demiryollarında 2013'te yapılan düzenlemeyle serbeşleştirme
yönünde yasa çıktığını anımsatan Yıldırım, uygulamanın bu yıl hayata
geçeceğini, belirli hatlarda özel sektörün ücret karşılığında demiryolu ağını kullanacağını
bildirdi.
Kamu özel ortaklığıyla havalimanlarının modernleştirilmesine
devam edileceğini belirten Yıldırım, yerli ve milli uçak yapımı konusunda
çalışmaların süreceğini, havacılıkta küresel büyümedeki payı artırma
çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini vurguladı.
Havacılık sektöründeki gelişmeler hakkında bilgi veren
Yıldırım, "2003'te Türkiye'nin dünya havacılık sektöründeki payı yüzde
0,45 iken, yüzde 2'ye yaklaşmış durumda. Dünya büyümesinin 3 katı bir büyümeyi
Türkiye havacılıkta gerçekleştirdi" dedi.
"Türkiye Uzay Ajansının kuruluşu bu yıl
tamamlanacak"
Yıldırım, İstanbul 3. Havalimanının 90 milyon yolcu
kapasiteli ilk etabının 2018'in ilk çeyreğinde hizmete gireceğini belirterek,
tüm etaplar tamamlandığında yıllık 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacağını
hatırlattı.
Hizmete giren havalimanları hakkında bilgi veren Yıldırım,
Edirne-Kırklareli, Yozgat, Artvin-Rize, Bayburt-Gümüşhane, Karaman, Batı
Antalya, Karaman, Niğde-Aksaray ve Tokat havalimanlarının da planlanan yeni
havalimanları olduğunu söyledi.
Yıldırım, Türksat 5A ve 5B uydularının yapımına bu yıl
başlanacağına, 6A uydusunun ise tamamının Türkiye'de gerçektirileceğine ve
yerli olacağına işaret etti.
Yıldırım, Türkiye Uzay Ajansı kuruluşunu bu yıl içinde
tamamlayacaklarına dikkati çekerek, "Böylece uzaydaki gerek haberleşme
gerekse gözlem anlamında varlığımızı daha da geliştireceğiz. Uydu fırlatma
sistemleri, uzay istasyonları ve modern
teknolojilerin geliştirilmesi konusu uzay ajansı marifetiyle daha da
hızlanacak" dedi.
Kanal İstanbul'un güzergahı
Bakan Yıldırım, "Kanal İstanbul"un güzergahıyla
ilgili detaylı çalışmaların henüz tamamlanmadığını vurgulayarak,
"Dolayısıyla sanki yer sabitlenmiş gibi mağduriyet olmasın diye böyle bir
açıklama ihtiyacı doğdu. Mağduriyet sayılmaz, burada rant oluşuyor, o ranta
koşuyor insanlar. Ben de bunu yadırgamıyorum. Biz, neticede 'Silivri'ye
yapacağız' da demedik. Güzergahı, Büyükşehir işlediği için insanlar oraya
yöneldi. Büyükşehirin programı ile bizimki aynı değil" diye konuştu.
"4,5G ile hız 10 kat artacak"
Bilişim sektörü hakkında bilgi veren Yıldırım, 4,5G ile
abone sayısının daha da artacağını bildirdi. Artık insanların iletişiminden
nesnelerin iletişimine geçildiğini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Makinalar birbiriyle haberleşebilecek. Arabanızla,
buzdolabınızla, evinizle haberleşme imkanınız olacak. Uzaktan işlerinizi daha
hızlı takip edeceksiniz. Burada bugünkü iletişim hızının 10 katı artış var. 1
Nisan'da devreye girecek. Kapsama alanı 6 yıl içinde kademeli olarak ülkenin
bütün alanında yaygınlaşacak. Buradan 13 milyar lira gelir elde edildi. Bu
gelir, verilen yeni frekans bantlarının kullanım hakkıdır. Bir nevi hava parası
gibi. Kullandıkça ayrıca vergilerini ve diğer yükümlülüklerini yerine getirecekler.
Burada hayal edeceğiniz herşeyin ötesinde çok işlem yapacağınız bir ortama
geliyoruz."
Yıldırım, 5G denelemelerinin dünyada yapıldığını
anımsatarak, "Biz de 2012'de proje başlattık, TÜBİTAK, Türk Telekom,
Aselsan ve Netaş olarak bu çalışmalarda yerli 5G teknolojisini, Türkiye'ye
kazandırma çalışmaları devam ediyor" dedi.
Fiber uzunluğun 88 bin kilometreden 261 bin kilometreye
geldiğini ancak bunun yetersiz olduğunu dile getiren Yıldırım, bilişim
yollarının çok daha geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.
"Karayolunda hız felaket, bilişimde hız
berekettir" diyen Yıldırım, bilişimde ne kadar hızlı olunursa o kadar çok
hizmetin yapılacağını bildirdi.
Yıldırım, siber güvenlikle ilgili çalışmaları hakkında da
bilgi vererek, siber güvenliğin ülke güvenliğine eş değer olduğunu kaydetti.
Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının
bütçe görüşmelerinde Kanal İstanbul ile ilgili yaptığı açıklamanın bazı yanlış
anlaşılmalara ve algılara sebep olduğunu ifade etti.
İstanbul'daki 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri ile
ilgili yaptığı açıklamaların birbirine karıştırıldığını kaydeden Yıldırım, 3.
Havalimanı'nın yerinin belli olduğunu, yapımının hızla devam ettiğini söyledi.
Kanal İstanbul Projesi için 5 güzergah üzerinde
çalıştıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Hiçbir güzergahı bugüne kadar resmen açıklamış
değiliz. Ancak çalışmalar esnasında bölgede bir takım tahminlerle spekülasyon
oluşturuluyor. 'Kanal buradan geçiyor, burada yer alacaksanız, kazançlı
çıkarsınız' gibilerden... Hatta bu, televizyon reklamlarına bile konu oluyor.
Ben vatandaşlarımızın ileride hayal kırıklığı yaşamaması, mağdur olmaması için
bir beyanatta bulundum. Diyoruz ki Kanal İstanbul ile ilgili güzergah
çalışmaları kesinlik kazanmamıştır. Halen devam etmektedir; hem jeolojik
etütler hem yeraltı su kaynakları hem doğal ve tarihi sit alanları bakımından
devam etmektedir. Üniversiteler çalışma yapıyor. Bir de çevresindeki imar
planlaması olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'nin çalışması var. Dolayısıyla
bu çalışmalar tamamlanmadan, her yönüyle karşılaştırmalı bir değerlendirme
olmadan belirli bir güzergah üzerine odaklanıp herhangi bir tasarrufta
vatandaşlarımız bulunmasın, hayal kırıklığı yaşamasın."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
"Sinyal ve elektrik işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren
demiryollarını da özel işletmecilerin kullanımına açacağız. Belirli bir bedel
karşılığında burayı kullanabilecekler" dedi.
Yıldırım, Bakanlığının 2016 yılı bütçesinin görüşülmesi
sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Yıldırım, bakanlıkların sayıları ve görev alanlarıyla ilgili
dünyada çok farklı yapılanmalar ve örnekler bulunduğunu, hiçbir ülkede aynı
olmadığını ifade ederek, "Bazen bizim bakanlıkla ilgili, bir ülkede 2,
bazen de 3 bakanlık olabiliyor. Fakat aksi durumlar da var. Japonya'da
bayındırlık, alt yapı, ulaştırma, turizm tek bakanlık olarak hizmet veriyor.
Japonya da 127 milyon nüfusu olan bir ülke" diye konuştu.
Bakanlığın görev alanının geniş olduğuna dikkati çeken
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Şöyle bir artısı var, onu da görmek lazım. Bakanlıklar
ile alt sektörler arasındaki koordinasyonun sağlanması aynı bakanlıkta olunca
daha kolay oluyor. Mesela Karayolları daha önce Bakanlığımıza bağlı değildi,
sonradan bağlandı. Bağlandıktan sonra bunu daha iyi gördük. Örneğin
demiryolları, altyapı hizmetleri veya denizcilikle ilgili bir projeye karar
verdiğimiz zaman, bu bir liman, bir balıkçı barınağı veya bir tersane...Bunun
arka planı var. Arka planında demiryolu olacak, yol olacak. Dolayısıyla bunun eş
zamanlı olarak planlanması gerekiyor. Farklı bakanlıklarda olunca bu
koordinasyonu çok kolay sağlayamıyorsunuz. Buradaki değerlendirme ve zaman
farklarından maalesef projelerde bir olumsuzluk yaşanabiliyor."
"Bir lojistik master planı hazırlığı başlattık"
Kombine taşıma işinin gelişen ekonomilerde taşıma
verimliliğini artırmak, maliyeti düşürmek açısından hayati öneme haiz olduğunu
vurgulayan Yıldırım, Türkiye genelinde lojistik altyapı itibariyle resmen
görevlendirilmiş bir bakanlık bulunmadığına işaret etti.
Lojistik kavramının Türkiye'de yeni olduğunun altını çizen
Yıldırım, "Fakat alınan bir kararla bu konuda Bakanlığımız pilot bakanlık
olarak kabul edildi ve ilgili diğer bakanlıklarla gerekli koordinasyon
yapılacak" dedi.
Öncelikle bir lojistik master plan hazırlığı başlattıklarını
vurgulayan Yıldırım, "Ancak bu arada da devam eden projeler var. Olması
gereken artık belirlenmiş projeler var. Bunları da dikkate alarak bu master
plan çalışmalarını yürüteceğiz" şeklinde konuştu.
Yıldırım, Çandarlı limanının altyapısının büyük oranda
tamamlandığını, üst yapı için de bir kez yap-işlet-devret modeliyle ihaleye
çıkıldığını ancak şartlar operatörlere cazip gelmediği için teklif çıkmadığını
söyledi. Yıldırım, "Sonra tekrar çıkıldı yine teklif gelmedi. Şimdi
hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Tekrar aynı durumu yaşamamak için şartları
gözten geçiriyoruz" dedi.
Kamu-özel ortaklığında risklerin adil paylaşılması
gerektiğini belirten Yıldırım, "Kamu ve işletmeci kendi yükünü alacak ve
koyduğu finansmanın karşılığını görecek. Bu kararları verirken her iki tarafın
beklentilerini de gözönünde bulundurarak karar vermek gerekiyor. Sadece kamu
menfaatini çok abartarak ön planda tutunca proje uygulanabilir olmaktan
çıkıyor" diye konuştu.
"Fazlasını başarmalıydık"
Yıldırım, demiryollarında yük taşımacılığına ilişkin şu
değerlendirmede bulundu:
"Gelişme var ama biz daha fazlasını başarmalıydık.
Bizim yollarımızın sağlıklı bir işletmeciliğe hazır olmadığını söylememiz
lazım. 50 yıldan fazla bakımsız yollar, önce yolları iyileştiriyoruz. O yüzden
de trafiği durduruyoruz. Biraz taşımaların az artmasının sebebi de budur. Şu
ana kadar 9 bin kilometrelik bir aksı yeniledik, geriye kaldı 3 bin
kilometrelik yolumuz. Bunları da önümüzdeki bir iki yılda tamamlayacağız. Sinyal
ve elektrik işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren demiryollarını da özel
işletmecilerin kullanımına açacağız, belirli bir bedel karşılığında burayı
kullanabilecekler. Kademe kademe demiryolları altyapısının kullanım oranının
önümüzdeki yıllarda oldukça artacağını söyleyebilirim."
"Türkiye'nin ana akslarını bölünmüş yol haline
getirdik"
Yıldırım, karayollarında başlangıç ödeneğiyle yıl sonu
gerçekleşmesi arasında oluşan farkın genel yaşanılan bir durum olduğuna dikkati
çekerek, "Bu fark diğer bakanlık birimlerinde kullanılamayan bütçelerde
karşılanmaktadır. Eğer bu da kafi gelmezse diğer kurumlardan artan miktarlar
toplanarak bu şekilde bu fark karşılanmaktadır" diye konuştu.
"Karayollarında niye böyle bir yöntemle
çalışıyoruz?" diye soran Yıldırım, "Yatırım tavanı var. Bununla
ihtiyaçlar arasında kıyaslama yaptığımızda ya bu yolları, ihtiyaçları 30 seneye
yayacağız, o sürede yapacağız veya böyle bir yöntemle süreyi kısaltacağız. Eğer
biz ödenek açmadan yol yapsaydık bizim bu süre içerisinde yapacağımız yolların
azami miktarı 6 bin kilometre olurdu. Halbuki 18 bin 300 kilometre yol,
bölünmüş yol yaptık" dedi
Türkiye'nin ana akslarını bölünmüş yol haline getirdiklerine
dikkati çeken Yıldırım, burada herhangi bir farklı düşünceleri olmadığını,
ülkenin altyapısını daha fazla ve kısa sürede geliştirelim düşüncesiyle
yaptıkları bir çalışma olduğunu kaydetti.
Yıldırım, demiryolu ağırlıklı entegre taşıma sisteminin
oluşmasına ilişkin şunları kaydetti:
"Biz 50, 60 yılın yanlışını düzeltmeye çalışıyoruz,
işin esası bu. İstediğimiz oranda mı? İşte yolcuda 94'ten 88'e gerilemişiz,
yükte de 2, 3 puan daha gerilemişiz. Hedefimiz yüzde 80'lere, 78'lere
gerilemektir. Demiryollarına bundan sonra daha fazla yüklenmemiz lazım.
Karayollarında kalan projeleri tamamlamakla birlikte demiryollarına daha fazla
yüklenmemiz lazım, Bağlantıları iyi kurmamız lazım. Demiryolu-karayolu,
demiryolu-denizyolu, karayolu-havayolu, demiryolu-havayolu bunlarla ilgili de
bir ulaştıma ana plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
İstanbul'a yapılacak 3. Havalimanının isminin 'Recep Tayyip Erdoğan' olacağı
iddiaları üzerine, "Biz havalimanını yaparız, ondan sonra ne ad koyarlarsa
koysunlar. Tayyip Bey meraklısı değil, çok da sevmiyor bu işleri. Öyle bir şey
olacağını düşünmüyorum" dedi.
Bakan Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlık
bütçesiyle ilgili milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Kamulaştırmaların ranta dönüşmesiyle ilgili soruya Yıldırım,
gündeme gelen projeler üzerine bahis açıldığını söyledi. Bir yerde oluşacak
ranttan devletin de hak sahibinin de pay alması gerektiğini dile getiren
Yıldırım, bu konuda yasal hazırlığın, reformlar çerçevesinde olduğunu, bunun üzerinde
çalışıldığını kaydetti.
Ana kamulaştırmalarla ilgili yaptıkları ödemeleri, hak
sahibi, ada, parsel, miktar olarak internette yayınlayacaklarını ifade eden
Yıldırım, "Vatandaşlar görsün en azından, kısa vadede böyle bir düşüncemiz
var" dedi.
Yıldırım, bir proje açıklandığında buna karar verip, kazma
vuruncaya kadar duyulmamasının mümkün olmadığını ifade ederek, bu ranttan
kamunun gerekli payı alması durumunda bu ve buna benzer manüplasyonun önemli
ölçüde önüne geçileceğinin düşünüldüğünü kaydetti.
YHT tren setlerinde yerlilik oranı
İhalesi yapılacak 80 adet YHT setlerindeki yerlilik oranının
yüzde 53 olacağını belirten Yıldırım, acil ihtiyaca binaen ilk 20 setin yurt
dışından alınacağını, diğer 80 setin üretiminin Türkiye'deki fabrikalarda
yapılacağını bildirdi.
Yıldırım, 2003'ten 2015 sonu itibarıyla YHT setleri dahil 15
milyar lira yolcu için, 16 milyar lira yük ve diğer alanlara yatırım
yapıldığını anlatarak, demiryollarında son yıllarda yapılan yatırımlarda hızlı
tren hatlarında hem yük hem de yolcu taşımacılığına yönelik karma işletmecilik
modelinin benimsendiğini bildirdi.
YHT hatlarında yükte hafif pahada değerli kargo taşımacılığı
düşünüldüğünü dile getiren Yıldırım, yani cevher ya da buğday gibi dökme yükler
yerine katma değeri yüksek yüklerin taşınmasının öngörüldüğüne işaret etti.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'ya 3. Havalimanı ile
ilgili sorularına ilişkin ayrıntılı konuşmayı teklif eden Yıldırım, Erdoğdu'nun
sorularına ilişkin cevap metnini yazılı olarak verdi.
3. Havalimanının yapıldığı yere Sayıştay üyelerini götürmesi
gerektiğini bildiren Yıldırım, "Ondan sonra tespitlerini daha titiz
yapacaklarına inanıyorum. Arkadaşlar gayet iyi niyetle yaptığımız işleri
inceliyorlar, görevleri, bu işler nasıl güzel yapılıyır, yol göstermek. Bundan
sonraki işlerde onlara dikkat edilmesi, işin mantığı bu. Bunu da yapıyorlar,
tespitlerini rapora dönüştürüyorlar. Benim bi önerim oldu, bence rapora
dönüştürmeden önce arkadaşları çağırın, karşılıklı tartışın" ifadesini
kullandı.
Sayıştay üyelerinin raporlarını hazırlamadan önce yazılı
olarak görüş istediklerinin söylenmesi üzerine Yıldırım, "Yazılı olmaz,
bunu oturup, karşı karşıya konuşmak lazım. Koca projeyi iki yazışmayla
anlatamazsınız, bunları konuşup, ikna oldu oldu, olmadı yine yazacağını yazsın.
Bizim istediğimiz uygulayıcıların, biçim ve usul hataları yapma ihtimali her
zaman vardır. Hiçbir şey masa başında planlandığı gibi sahada olmaz. Sahada
öngörülemeyen birçok konuyla karşı karşıya kalıyorsunuz ve karar vermek
zorundasınız. Her karar risk demektir, o kararı doğru da verebilirsiniz yanlış
da verebilirsiniz ama burada kabul edilemeyecek şey kasıttır. Bile bile yanlış
bir şeye karar vermektir, bunu hiçbirimiz kabul edemeyiz" dedi.
İstanbul Atatürk Havalimanı terminal işletmeciliği yapan
TAV'ın hisse yapısında Fransızların hisse oranının yüzde 38 olduğunu bildiren
Yıldırım, "Mevzuata göre hisse devrinde onay veya izin şartı yok"
dedi.
Türk Telekomun özelleştirilmesi
Yıldırım, Türk Telekom'un 2005 sonu itibarıyla yüzde 55
hissesinin blok satışla özelleştiğini anımsatarak, yüzde 15'inin halka arz
edildiğini, kalan kısmının Hazinenin mülkiyetinde olduğunu söyledi.
2005'ten 2016'ya kadar arsa alınması, bina alınması, yeni
bina inşa edilmesi, büyük onarım ve bina yenilenmesi gibi gayrimenkul
yatırımlarına toplam 758 milyon lira harcandığını vurgulayan Yıldırım, bakım
onarımına işletme gideri olarak 410 milyon lira harcama yapıldığını,
kullanılmayan, kullanılma ihtimali olmayan arsa ve gayrimenkul satışlarından da
305 milyon lira gelir elde edildiğini bildirdi.
Satın aldıklarının parasal miktarının, sattıklarından fazla
olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Satabilir, Danıştay görüşü de var. Alsa da
satsa da sonunda herşeyi bırakacak. Aslında bu özelleştirme mal varlıklarıyla
yapılan özelleştirme. Fiyat ona göre belirlendi ve satış ona göre yapıldı.
Danıştay, bunun sadece imtiyaz hakkının verilmesi şeklinde olabileceğini
dolayısıyla alt yapı, üst yapı vs bütün şeylerin devlette kalmasına karar
verdi. Bunun üzerine biz, firmaya, 'bu şartlar altında almaya gönül müsün' diye
sorduk. 'Evet gönüllüyüm' dedi. Şerh koyduk, o da mahkeme kararıyla kaldırıldı.
Şu anda şerh de yok. 2025 yılında elinde ne var ne yok terk edip gidecek."
3. Havalimanının isim tartışması
İstanbul'a yapılan 3. Havalimanının isminin "Recep
Tayyip Erdoğan" olacağı iddialarının sorulması üzerine Yıldırım,
"Biz, havalimanını yaparız, ondan sonra ne ad koyarlarsa koysunlar, Tayyip
Bey meraklısı değil, çok da sevmiyor bu işleri. Öyle bir şey olacağını
düşünmüyorum, şahsi kanaatim budur" diye konuştu.
Havalimanları yaptıklarında ad konusunda çeşitli
tartışmaların çıktığını dile getiren Yıldırım, bu tür anlaşmazlıklarda farklı
bir isim koyarak orta yolu bulduklarını bildirdi.
İstanbul 3. Havalimanı tamamlandıktan sonra işletmenin başka
bir şirkete devretme hakkının olduğunu anlatan Yıldırım, ancak izin prosedürü
olduğunu kaydetti. Yıldırım, söz konusu havalimanının ilk etap yapım süresinin
42 ay olduğunu, diğer etap yatırımlarının yapım süresindeki gecikmelerde günlük
5 bin avro cezanın öngörüldüğünü kaydetti.
HGS cezaları
Otomatik Geçiş Sistemi'nde (OGS) cihazın pahalı olması
nedeniyle yaygınlaşmadığını ifade eden Yıldırım, Kartlı Geçiş Sistemi'nde (KGS)
ise bir aracın geçişinin 23 saniye sürmesi nedeniyle Hızlı Geçiş Sistemi'ne
(HGS) geçildiğini anlattı.
Yıldırım, 5 lira etiket ücreti karşılığında alınan HGS'de
abone sayısının 8 milyon, OGS'de ise abone sayısının 2 milyon olduğunu
bildirdi.
HGS cezalarına ilişkin bildirimlerin geç yapıldığını
vurgulayan Yıldırım, 2014 yılına ilişkin cezaların 2015'te bildirildiğini,
geçilen mesafenin en uzak kısmının 10 katı ceza uygulamasının yapılan yasal
düzenlemeyle değiştirildiğini anımsattı.
Her ihlalli geçişin SMS ile uyarılacağını kaydeden Yıldırım,
"12 günlük süre var. Bu süre içinde ödemesini yaparsa ceza kaldırılıyor,
yapmazsa mecburen ödeyecek. Ayrıca etiketlerden arızalı olanların
değiştirmesini yapıyoruz. Sadece posta çeki hesabına göre geçiliyordu, eksi
bakiyede kaçak yazılıyordu. Şimdi bankalarla anlaşma yapılıyor, eksi bakiyede
de kaçak yazmayacak. Bu şekilde sistem, ıslah olmuş olacak" diye konuştu.
Görüşmelerin ardından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2016 bütçeleri kabul edildi.
Kaynak: UDHB